
Elektrikli wingsuit’i ile yüksekten atlayarak gerçekleştirdiği uçuşu #NEXTGen kapsamında heyecanla izlemiştik. Salzmann, “Electrified Wingsuit” projesinde hem BMW i hem de BMW Group’un gelecek mobil konseptleri için çalıştığı ajans Designworks ile birlikte yepyeni bir alana adım attı ve bazı engellere rağmen başarıya ulaştı. Elektrikli wingsuit ile yapılan bu öncü uçuşunun ilginç öyküsü Joy Blog’da.
PETER SALZMAN UÇUŞU ANLATIYOR
Peter Salzmann, Alplerin dondurucu rüzgarı yüzüne vururken bile gülümsüyor; çünkü Avusturyalı bir wingsuit pilotu olan Salzmann’ın uzun zamandır beklediği an sonunda geldi! Helikopter onu 3.000 metre yüksekliğe taşıyor. Bulutların arasından, Drei Brüder yani “Üç Erkek Kardeş” dağlarının silüeti şimdiden görülebiliyor. Birkaç dakika içerisinde Salzmann’ın uzun süredir kurduğu bir hayal gerçek olacak:
Elektrikli motoru sayesinde Drei Brüder Dağları üzerinde uçabilmesini sağlayan wingsuit’iyle yüksekten atlayacak. O an yaklaşırken, Salzmann neredeyse meditasyon yapar gibi tüm süreci son bir kez daha aklından geçiriyor. Gözlerini kapatıyor ve zihin gözüyle önünde uzanan boşlukta uçarken başını, gövdesinin üst kısmını ve ellerini hafifçe hareket ettiriyor. Üç yıllık çalışma, araştırma ve testleri hepsi bu bir anlık deneyim için. Nefesini veren Salzmann, helikopterin açık kapısının sol ve sağ tarafından tutarak kısa bir süre bekliyor ve atlıyor.
ELEKTRİKLİ WINGSUIT FİKRİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?
2017 yılına geri dönerek Salzburg’a gidelim. Bu vizyoner projenin fikri, bir iş çıkışı ansızın ortaya çıkıyor. Peter Salzmann şöyle anlatıyor: “O zamanlar yüksekten paraşütle atlama konusunda bana akıl hocalığı yapan bir arkadaşımla birlikte skydiving ve BASE jumping için kıyafetler geliştiriyordum. Test yaptığımız bir günün ardından akşam rahat bir ortamda, performansı nasıl artırabileceğimiz konusunda birçok fikir paylaştık. Bunlardan biri destekleyici bir motordu ve ben bu fikri bir türlü kafamdan atamadım. Yaşadığım yerde bulunan bir dağdan atlayıp bahçeme iniş yapabilme fikrini büyüleyici bulmuştum.”
Avusturyalı maceracı Salzmann, her zaman uçmayı hayal etmiş. Daha küçük bir çocukken onu yükseğe çıkaracak herhangi bir şeyin üzerine çıkıp minderlerin ya da yastıkların üstüne atlarmış. Salzmann şunları söylüyor: “Uçmak özgürlüktür. Bilinmeyene duyulan arzu ve yeni ufukları keşfetmenin en mükemmel halidir.” Dublör, BASE jump sporcusu, uçuş eğitmeni ve wingsuit pilotu olarak Salzmann, uçmayı bir meslek haline getirdi. Uçmak onun için kendine çizdiği yolu izlemesini mümkün kılan tam zamanlı bir uğraş olmuştu. 33 yaşındaki Salzmann şunları ekliyor: “Bugüne kadar kalbimin sesi bana ne söylediyse onu yaptım. Ama her zaman bundan daha fazlası olabileceğini de biliyordum.”
HAYALLERE AÇILAN KAPININ ANAHTARI: BMW İLE İŞBİRLİĞİ
Hayatta öyle bir an gelir ki; her zaman yaptığınız şeyi yapmaya devam etmekle yeni bir şeyler yapmak arasında bir seçim yapmanız gerekir. Peter Salzmann ilerlemek istese de bunun için bir uzman yardımına ihtiyacı olduğunu biliyordu. İstediği şeyi, 2017’de BMW i’de buldu. O zamanlar BMW i’de proje sorumlusu şimdilerde ise Marka Deneyimi Başkan Yardımcısı olan Stefan Ponikva “Elektrikli itiş sistemleri ile yenilikçi malzeme ve teknolojilere yönelik geleceğe odaklanan yaklaşımımız, Peter Salzmann’ın alışılmadık ancak hayranlık verici fikriyle mükemmel uyum sağlıyordu.” diyor. “Bence Peter Salzmann, benzersiz vizyonu, tutkusu ve cesaretiyle BMW i markasının yaklaşımıyla kusursuz biçimde özdeşleşiyor. Derin teknoloji bilgisi ve marka anlayışıyla bir araya gelen fiziksel çabasından da çok etkilendim.”
Tamamen elektrikli BMW iX3 gibi e-mobilite alanındaki geliştirme çalışmaları bir yandan eş zamanlı olarak devam ediyordu. Salzmann’ın fikri için izlenecek yol da ortadaydı; birlikte elektrikli bir wingsuit geliştireceklerdi. Herkesçe bilinen, klasik uçuş giysisi üzerinde baş döndürücü yüksekliklerden hızlıca havalanmayı ve gerçek anlamda çevik bir uçuş deneyimini mümkün kılacak geliştirmeler yapılacak; yenilenebilir enerjiyle çalışan, normal bir wingsuit ile kullanılabilecek kadar kompakt ve sınırlı seviyede ısı üretecek bir elektrikli itiş sistemi oluşturulacaktı.
Salzmann şunları söylüyor: “Bu tip zorluklarla uğraşmayı ve onları aşmayı seviyorum. Yeni kıyafetler geliştirmek, yeni donanımı test etmek ve wingsuit ile uçuş sporunun farklı şekillerde tanıtımını yapmak beni cesaretlendiriyor. BMW i, projeyi en yüksek güvenlik standartları ve gereken tüm geliştirme adımlarıyla birlikte gerçekleştirebilecek, kusursuz bir yaratıcı ortak oldu.”
BMW Elektrikli Wingsuit Nasıl Uçtu?
Aynı zamanda BMW i aracılığıyla BMW Group’un yenilikçi tasarım stüdyosu Designworks ile de temasa geçildi. Stüdyo, Salzmann’a yeni itiş teknolojisi ve elektrikli pervaneye uyarlanacak uçuş giysisinin geliştirilmesi için uzmanlarla çalışma olanağı sağladı.
Ponikva şunları ekliyor: “Teknik açıdan mobilite ve diğer sektörlerin ihtiyaçlarını bir araya getirmekte uzman olan Designworks’ü de işe dahil ettik.” Bu vizyonu ekibiyle birlikte hayata geçirmek Ponikva için kişisel olarak son derece keyif verici olmuş.
“Normal bir wingsuit’le uçuş ve yüksekten atlama, yalnızca hafif ve çevik bir elektrikli pervane ile mümkün olabilir. Kıyafet dağa tırmanabilecek kadar hafif, sert dönüşler ve manevralar yapabilecek kadar çevik olmasına rağmen uçuşun sükunetini bozmayacak kadar da sessiz olmalı.”
“Elektrikli wingsuit’le uçuş BMW i teknolojisinin gelişmesini sağlayan, yenilikçi bir iletişimi ifade eden çok sevdiğim bir proje oldu.”
ELEKTRİKLİ WINGSUIT’IN İLK ADIMLARI
Fikirler taslak çizimlere, taslak çizimler dijital modellere ve dijital modeller de ilk prototiplere dönüştü. Salzmann “Prototiplerin ilki kartondan yapıldı. Pervane ünitesi, batarya ve ilgili diğer her şey dahil olduğunda uçuş ünitesinin boyutu hakkında bir fikir sahibi olabilmek için özellikle bu şekilde ilerledim.” diyor. Biri büyük ve diğeri daha küçük olmak üzere iki model üretilmiş. Bir sonraki adım herhangi bir pervane ya da elektronik devre içermeyen alüminyum bir prototip olmuş. Salzmann ağırlık ve boyutların simülasyonu için kullanılan bu kıyafeti kemer donanımı ve göğüs plakası ile birlikte giymiş.
Salzmann şöyle devam ediyor: “Geliştirme süreci sürekli olarak iniş ve çıkışlarla doluydu, devamlı yeni zorluklarla karşılaşıyorduk. En başta itiş ünitesini sırt kısmına yerleştirecektik. Fakat ilk çizimler ve aerodinamik uzmanlarıyla yaptığımız görüşmelerin ardından uçuş ünitesini ön tarafa yerleştirmeye karar verdik.”
Salzmann ve ekibi aynı zamanda daha büyük bir pervane ile birlikte %40 ek gücü kullanma planından da hemen vazgeçmek zorunda kalmış. “Uçuş giysisini ilk kez denediğimde tüm donanımın çok ağır olacağı ve bana sınırlı hareket özgürlüğü vereceği son derece açıktı. Konforlu ve güvende hissetmek atlama sırasındaki en önemli öğeler. Ayrıca daha sonra paraşütü açabilmek için de hareket özgürlüğüne sahip olmam gerekiyor.”
RÜZGAR TÜNELİNDE WINGSUIT İLE TEST UÇUŞU
Uçuş giysisinin ilk test serisi BMW’nin yatay rüzgar tüneli AEROLAB’de gerçekleştirildi. Çeşitli pervane tiplerinin ve wingsuit’lerin değerlendirilmesi ve karşılaştırılması için rüzgar tüneli testinden yararlanıldı. Salzmann şunları söylüyor:
“İlk birkaç denemede tüm teçhizatı orijinal pervane ve wingsuit ile birlikte mankenle test ederek tüm kuvvet ve ivmeleri ölçtük. Ardından pervane tipleri ve belli pozisyonlar üzerinde karar kıldık.” Bir sonraki adımda İsveç’e bir yolculuk yapıldı. “Stockholm’deki rüzgar tünelinde yapılan ilk uçuş kıyafeti testi benim için bir kilometre taşıydı. Gülümsemeden duramıyordum. Çünkü o ana kadar bir pervaneyle uçuşu kontrol edip edemeyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Rüzgar tünelindeki bu gökyüzü dalışı, wingsuit pilotlarının kapalı alanda uçabilecekleri dünyadaki tek yer. Burada uçuşu simüle edebildim ve paraşütümü sorunsuz bir şekilde açıp açamayacağımı test ettim. Çok dengeli hissettim! O zaman doğru yolda olduğumuzu anladım.”
İtiş ünitesinin bu ilk tasarımından sonra Salzmann donanımın uçuş davranışı üzerindeki etkisini anlamak amacıyla ilk helikopterden atlama testlerini gerçekleştirdi. Sonraki adımda pervane, batarya teknolojisi ve gerekli elektronik donanımla birlikte iki prototip üretildi ve artık açık havaya çıkma zamanı geldi.
Salzmann uçuş ünitesiyle 30’dan fazla test atlayışı gerçekleştirdi. “İlk atlayışlarla ilgili değerlendirmelerin ardından pervanelerin hala yeterli hava akışı almadığı sonucuna vardık. Bu yüzden wingsuit’e ek hava girişleri entegre ettik.” İtiş sistemi BMW i ve Designworks ile yakın bir işbirliği içinde tasarlandı ve en ince detayına kadar optimize edildi. Testler sırasında keşfedilen bir diğer konu da ağırlığın çok fazla olduğu ve azaltılması gerektiğiydi. “Uçuş ünitesi için bir acil durum kapatma çözümü bulduk, bir yönlendirme donanımı geliştirdik ve istediğim zaman kolaylıkla kullanabileceğim şekilde bir açma/kapama düğmesi yerleştirdik. Bu yönlendirme tertibatı sol kolda yer alıyor ve orta parmak ve yüzük parmağıyla kontrol edilebiliyor.”
ELEKTRİKLİ WINGSUIT İLE UÇUŞ
3, 2, 1, Atla! Salzmann uzun süredir beklediği bu işareti telsizden alıyor. Aşağıdan bakıldığında wingsuit pilotu gökyüzünde küçük bir nokta olarak görünüyor, ancak bu nokta hızla büyüyor. Helikopter uzaklaşırken, uçuş giysileri içindeki Salzmann’ın iniş hızı gittikçe artıyor. Vadiye doğru ilerlerken yalnızca 1-2 metre açıklığa sahip kaya yüzeylerinin arasından hızla geçiyor. Salzmann uçuş sırasında rotasını korumak ve gerektiğinde zamanında tepki verebilmek için dağ üzerindeki belirli noktalara odaklanıyor. Tüm bunlar onun en iyi bildiği ve sevdiği şeyler…
“Çılgın bir fikirden, bu fikrin gerçeğe dönüşmesine kadarki süreçte geleceğe elinizle dokunabilmekten, vizyonunuzu gerçekleştirmekten daha iyi bir ödül olamaz. Bu işi gerçekleştiren ekiple gurur duyuyorum. Videoda Peter’ın irtifa kazandığı, diğer pilotlar alçaldığı o anları gördüğümde kelimenin tam anlamıyla dilim tutuldu!”
Salzmann üç yıl boyunca her şeyini bu an için çalışmaya verdi. Geçtiğimiz iki yılda her zamankinden daha çok atlayış gerçekleştirdi ve alışılmışın dışında durumlarla karşılaştı. Ve işte o an geldi: Salzmann sürgüyü kendisine doğru çekiyor ve etkinleştirdiği elektrikli itiş sistemi sayesinde sanki görünmez bir kuvvetin etkisiyle yükselmeye başlıyor. 3.000 fit yüksekliğin üzerine çıktığındaki sessiz bir coşku anıyla Salzmann’ın çabaları ve harcadığı emek, tıpkı hayalini kurduğu gibi karşılığını veriyor. Salzmann paraşütünü açmadan önce elektrikli itiş kuvvetinin son birkaç metresinin keyfini çıkarıyor ve paraşütünü açıyor. Salzmann yaptığı sporun sınırlarını yeniden belirlemek için kendi limitlerini de zorluyor.