Şemsi Paşa Cami’si Güvence Altına Alındı

Semsi Pasa Cami
Semsi Pasa Cami

İBB, boğazın en özel yapılarından Şemsi Paşa Cami’ni ve Üsküdar sahilini tahrip eden 2015 tarihli proje yerine, sökülüp takılabilen çelik konsol sistemi uygulamasını başlattı. Günde 30 bin yayanın geçtiği noktada, hem insanlar hem de tarihi alanın güvenliği için önlem alındı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, konsolun yaya sirkülasyonu nedeniyle oluşturulduğuna belirterek, dolgu projesinin yarattığı tahribata dikkat çekti. Polat, “Üsküdar sahili ve kıyısı büyük oranda yok edilmiş oldu. Tarihi dokudan herhangi bir iz kalmadı. Bütün bu çalışmaların tamamı, kent kültürümüz açısından, Osmanlı İstanbul’u ve Üsküdar’ı açısından büyük yıkım yarattı” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden olan Şemsi Paşa Cami’nin 2015 tarihli projeyle doldurulan alanında çalışma başlattı. Caminin Koruma Kurulu onayıyla beton serilen ön kısmına, çelik konsol sistemi uygulamasına başlandı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, 3 metreye düşen genişliği nedeniyle günlük 30 bin yayanın kullandığı noktanın insan güvenliği için risk oluşturduğunu söyledi. Denize düşme ya da benzeri can güvenliği risklerini ortadan kaldırmak istediklerini belirten Polat, vatandaşın ve tarihi alanın güvenliğini önemsediklerini belirtti.

“ÜSKÜDAR SAHİLİ YOK EDİLDİ”

2015 yılındaki İBB yönetimi tarafından 12 bin metrekarelik alana dolgu yapıldığını anımsatan Polat, bu işlem için denize 960 kazık çakıldığını söyledi. Çalışmada olağanüstü ölçekte işlemlerin yapıldığını kaydeden Polat, projede yapılanları şöyle anlattı:

“20 bin metreküp beton, denize dolgu yapıldı. Bu 30 katlı plaza yapacak kadar bir malzeme demek. Bunun dışında 2 buçuk milyon kilogram demir, dolgu alanında kullanıldı. Bu demir, deniz canlılarının bu kadar yoğun olduğu bir yerde, betonla beraber Boğaz’ın eşsiz dokusuna zerk edilmiş oldu. 2 buçuk milyon kilogram demiri, Üsküdar’da onlarca, yüzlerce binanın depreme karşı güçlendirilmesinde kullanabilirdik. Bu çalışmalar sırasında İstanbullunun cebinden toplam 130 milyon lira denize gömüldü. Bütün bunlar; Osmanlı tarihinin en önemli dokusu olan kıyı bandını denizi dolduracak ve tahrip edecek proje için yapıldı. Uygulandığı dönemde kimsenin ikna olmamasına rağmen, nedense yapılan bu projenin sonunda, Üsküdar sahili ve kıyısı büyük oranda yok edildi. Tarihi dokudan herhangi bir iz kalmadı. Bütün bu çalışmaların tamamı, kent kültürümüz açısından, Osmanlı İstanbul’u ve Üsküdar’ı açısından büyük yıkım yarattı.”

“İNSAN GÜVENLİĞİNİN İÇİN SORUNLAR OLUŞTU”

Üsküdar Şemsi Paşa Cami’nin denizle ilişkisini koparan projeyle sahilde yürüme alanı oluşturulduğunu belirten Polat, “Dolgunun toplam genişliği cami önünde 20 metreydi. Günlük 30 bin insanın gelip geçeceği bir yaya sirkülasyon alanı tarif edildi. Bu alan, caminin önünde çatlayan zeminden ötürü, 3 metreye kadar düşen bir alanda böyle bir uygulamanın yapılması riskler oluşturdu. Tarihi yapı ve tarihi doku risk altına alındı. İnsan güvenliğinin için sorunlar oluştu” dedi.

“DENİZİN DALGALARI CAMİNİN DUVARINA VURABİLİR”

2019 yılında proje bitme aşamasındayken göreve başladıklarını belirten Polat, “Üsküdar meydanındaki şantiye görünümünün bir an önce kurtulmasını istedik. İnsanların burayı kullanırken can güvenliği endişesi üzerine, biz kazık çakılması öngörülen ve onaylanan ya da sonradan beton dökülecek projenin yerine, konsol uygulamasına gittik. Kendisini taşıyan, sadece 2,5 metrelik, kaldırılabilir, meydan düzenlemesini tekrar ele aldığımızda kaldıracağımız eklentiyi yaptık. Eskiden olduğu gibi denizin dalgaları hala caminin duvarına vurabilir. Kazık sistemi olmayan, tamamen kendi kendini taşıyan, buradaki düzenlemelerden sonra da sökülecek bir platform” ifadelerini kullandı.

DOLGUDAN ARINMALI

Üsküdar Sahili’ndeki dolgu ve beton görünümünün, Şemsi Paşa Camiyle uyumlu, geçiş noktasını çözüm getirecek şekilde bir projeye ihtiyaç duyduğunu anlatan Polat, “2017’de başlanarak 2019’da tamamlanan Üsküdar’a bir faciadan başka bir şey katmayan dolgunun, cami alanından başlanacak şekilde kaldırılarak restore edilmesi gerekiyor” diye konuştu.

“KAÇAK UYGULAMALAR KALDIRILACAK”

Tarihi caminin bulunduğu noktada, dolgu dışında da sorunlar bulunduğuna dikkat çeken Polat, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:

“Burada yapılacak çalışma, tarihi kimliğe dönüş restorasyonu olmalı. Caminin etrafında tabelalarıyla adeta caminin tabelası haline gelmiş, yıllardır su istimalle, göz yummalarla, kaçak yapı haline gelmiş etraftaki kafeleri de kaldıracağız. Vatandaşlar, kaçak uygulamaların tamamının yakın bir süre sonra kaldırıldığını görecek.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*